Bakanlığımızca "yaz aylarında oluşan kötü ozon kirliliğine" ilişkin hazırlanan kitapçıkta, ozon kirliliğine karşı alınması gereken tedbirler sıralanarak, vatandaşlara önerilerde ve uyarılarda bulunuldu. Kitapçıkta, araç sahiplerinin gündüz yerine gece saatlerinde benzin alması önerisi de yer alıyor.
Bakanlığımız Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk tarafından hazırlanan ve Türkiye Çevre Koruma Vakfı (TÜÇEV) tarafından basım ve dağıtımı gerçekleştirilen "Yaz Aylarında Oluşan Kötü Ozon Kirliliği" konulu kitapçıkta, yeryüzünde ikincil kirletici olarak meydana gelen ozonun, yeryüzüne yakın seviyede oluşması durumunda insan sağlığını, bitkileri ve malzemeleri tahrip ettiği anlatıldı.
Sanayileşme, motorlu taşıt sayısındaki artış ve orman yangınlarından dolayı yeryüzündeki ozon kirletici konsantrasyonunun 1850 yılına göre iki katına çıktığı aktarılan kitapçıkta, 2016-2017 yaz ayları verilerine göre, gelişmiş ülkelerde bin kişiye düşen motorlu taşıt sayısının Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde 600, ABD'de 750 ve Türkiye'de 265 olduğu kaydedildi. Türkiye'de motorlu taşıt sayısının yıllık yüzde 10-13 oranında arttığı bilgisi de paylaşıldı.
Ozon kirliliğine sebep olan en önemli maddelerden uçucu organik bileşiklerin, taşıtlarda yakıtların tam yanmaması, yakıt depoları ile petrol istasyonlarındaki depolardan benzinin ve mobilya sanayinde kullanılan uçucu organiklerin buharlarının buharlaşması sonucu oluştuğu belirtilen kitapçıkta, özellikle şehirlerde 15 Mayıs-15 Eylül tarihleri arasında benzin istasyonlarında benzin depolarının dolumu ile araç depolarının dolumu esnasında önemli miktarda benzin buharı ile uçucu organik maddelerin atmosfere karıştığı aktarıldı.
Kitapçıkta yer alan bilgilere göre, taşıt sayısının artışı ile orantılı olarak çoğalan benzin istasyonlarının yoğun olduğu bölgelerde söz konusu tarihler aralığında hava şartlarına bağlı olarak ozon konsantrasyonu, özellikle öğleden itibaren yüksek seviyeye ulaşıyor ve akşama kadar da aynı seviyede kalıyor.
Yaz aylarında, şehir içi bölgelerde ozon konsantrasyonu sıcaklık artışına paralel olarak artıyor ve kötü ozon kirliliğinin özellikle öğleden sonra pik değerlere çıktığı görülüyor.
Kitapçıkta benzin istasyonlarının yanı sıra özellikle benzinli ve LPG'li araçların ozon kirliliği oluşturma tehlikesine de dikkat çekildi.
LPG'li araçlarda en büyük ozon oluşturma potansiyeline sahip kirleticilerin etilen, propilen, propan, n-bütan ve izobütan olduğu aktarılan kitapçıkta, tekniğine uygun işletilmeyen çöp depolama alanlarında oluşan metan gazının da hem küresel ısınmaya hem de kötü ozon kirliliğine neden olduğu ifade edildi.
Bakanlıkça Türkiye'de 38 ilde 98 noktada kötü ozon kirleticilerinin ölçümlerinin yapıldığı ve online olarak izlendiği aktarılan kitapçıkta, ozon kirliliğinin saatlik ortalama "65 µg/m³" seviyesine çıktığı zaman, halkın sağlığı açısından kamuoyuna duyurulması gerektiği vurgulandı.
Yaz aylarında ortaya çıkan kötü ozon kirliliğine yönelik vatandaşlara önemli uyarıların da yer aldığı kitapçıkta, "15 Mayıs-15 Eylül tarihleri aralığında saat 10.00-17.00 arasında havanın açık, kuru, sakin ve sıcak olduğu günlerde trafiğin yoğun olduğu bölgelerde yürüme, koşu ve egzersiz gibi spor yapmayınız." ifadesine yer verildi.
Kitapçıkta, kötü ozon kirliliğinin insanlar üzerinde yarattığı sağlık sorunları hakkında da bilgiler paylaşıldı. Buna göre, burun ve boğazdaki tükürük membranlarını ciddi bir şekilde tahrip ederek solunum yolunu etkileyen yüksek derecede reaktif bir gaz olan ve ciğerlere kadar ulaşan ozonun yüzde 90'ının solunum yolu ile dışarı atılamaması nedeniyle hassas akciğer fonksiyonlarında zarar, iltihaplanma, kırmızı kan hücrelerinin yapısının değişmesi, faranjit, laranjit, göz, burun ve gırtlak tahrişine, öksürüğe ve göğüs rahatsızlığına sebep oluyor.
Ozon kirliliğine belli bir konsantrasyon ve sürede maruz kalınması, cilt üzerinde güneş yanığı gibi iltihaplanmaya, akciğerde kalıcı hasara neden olabiliyor. Kötü ozon kirliliği, çocukların ve özellikle 65 yaş üzeri insanların, astımlıların solunum sisteminde daha ciddi etkiler yapıyor.
Belirli genetik özelliklere sahip kişiler ile C ve E vitaminlerini yeterli almayan insanlar, kötü ozon kirliliğine karşı daha fazla risk altında bulunuyor. Ozon kirliliği özellikle çocukların IQ'sunu negatif etkiliyor.
Ozon kirliliği insan sağlığına zarar vermesinin yanı sıra bitki örtüsünün tahrip olması, araba lastiklerinin ömrünün kısalması, kıyafetlerin renginin ağarması gibi etkileri de beraberinde getiriyor.
Ozon kirliliğini azaltmak üzere vatandaşlara yönelik tavsiyelerin de sıralandığı kitapçıkta, fosil yakıtların yakılması sonucu oluşan NOx ile uçucu organik bileşikler (VOC) kirletici kaynaklarının kontrol altına alınması gerektiği vurgulandı.
Bu kapsamda söz konusu kirletici kaynakların oluşumuna neden olan istasyonlarda özellikle ozon kirliliğinin olduğu aylarda tanklara tankerlerle dolumun gündüz yerine gece saatlerinde yapılması ve istasyonlarda yerlere benzin ve motorin dökülmemesi gerektiği aktarıldı.
Taşıtlarda kullanılan LPG'de standardizasyona gidilmesi ve özellikle LPG'de bulunan propilen miktarına sınırlama getirilmesi gerektiği belirtilen kitapçıkta, akaryakıt ana dağıtım firmalarının "benzin buharı geri dönüşüm düzeneği" kurması ve benzine solvent ilavesinin mutlaka önlenmesi gerektiği ifade edildi.
Kitapçıkta, ozon kirliliğinin olduğu aylarda araç sahiplerinin gündüz yerine gece saatlerinde benzin alması önerisinde bulunularak, bu kapsamda araçlara benzinin saat 20.00 ile 07.00 aralığında alınmasının tercih edilmesi gerektiği kaydedildi.
Kitapçıktaki uyarılara göre, şehirler arası yollarda kullanılan otobüslerin şehir trafiğinde servis veya toplu taşıma aracı olarak kullanımının yasaklanması, hatta servis ve toplu taşıma araçlarında elektrikli araçlara geçilmesi gerekiyor.
Piyasadaki karbüratörlü araçların kullanımının yasaklanması ve kullanımda bulunanların da LPG'li araçlara dönüştürülmesi önerisinin bulunduğu kitapçıkta, araçlar yaşlandıkça yakıt tüketimi ve kirletici miktarının da arttığı bilgisi verildi.
İstanbul'da yaklaşık yüzde 10 oranında 20 yaşın üzerinde, 10 yaşın üzerinde de yüzde 25 oranında taşıtın bulunduğuna dikkat çekilerek, fazla yakıt tüketen araçlardan fazla, az yakıt tüketen araçlardan da az vergi alınması ve elektrikli araçların vergi sistemi ile teşvik edilmesi önerisinde bulunuldu.
Kitapçıkta, vatandaşların sıcaklığın 25 derecenin üzerinde olduğu aylarda saat 11.00-17.00 arasında dışarı çıkmaması, çıkılıyorsa da mutlaka şapka, gözlük gibi koruyucularla beyaz renkli kıyafetlerin tercih edilmesi gerektiği bildirildi. Ayrıca bu sıcaklık oranında renkli kıyafetlerin de gölgede ve akşam saatlerinde kurutulmasının yararlı olacağı aktarıldı.
"İş yerine kendi aracınızla giderken, başkalarını da alarak trafik yükünü azaltın." önerisi yapılan kitapçıkta, diğer öneriler şöyle sıralandı:
"Ev ve iş yerinin çevresini VOC üretmeyen ağaç türleriyle ağaçlandırılmalı. Çatılar güneş tarlasına dönüştürülmeli, binalar yalıtılarak fosil yakıt kullanımı azaltılmalı. Belirli yollar ve meydanlarda belirli saatlerde motorlu araç kullanımı kısıtlanmalı. Su bazlı boya ve çözücü kullanımı arttırılmalı. Bisikletin ulaşım aracı olarak kullanımı yaygınlaştırılmalı, elektrikli araçların yaygınlaşması için şehirlerin muhtelif yerlerinde şarj istasyonları kurulmalı. Ağaçlandırma seferberliği ilan edilerek şehirler doğal olarak serinletilmeli, şehirlerde kişi başına düşen yeşil alan 15 metrekarenin üzerinde olmalı. Çöp depolama alanları biyoreaktöre dönüştürülmeli ve yenilenebilir elektrik enerjisi üretilmeli, hayvan gübrelerinden de kompost veya biyogaz üretilmeli."
Öte yandan kitapçıkta, ozon kirliliğine yönelik dünyadaki istatistiklere de yer verilerek, şu bilgiler paylaşıldı:
"AB ülkelerinde her yıl 21 bin 400 kişi ve dünyada her yıl 470 bin kişi kötü ozon kirliliğinden erken ölmektedir. Bir araştırmaya göre, gerekli önlemler alınmazsa, 2050'den itibaren kötü ozon kirliliği, her yıl 817 bin kişinin erken ölümüne neden olacaktır. 120 milyar dolarlık ekonomik kayba mal olacaktır. Ayrıca kötü ozon kirliliği, 2050'de, sanayi öncesine göre, yılda 2 milyondan fazla kişinin erken ölümüne ve refah giderlerinde 580 milyar dolara mal olacaktır. Kişi başına maliyeti 2 bin dolar, dünyaya maliyeti 41 trilyon dolar olacaktır. İklim değişikliği kötü ozon kirliliği oluşumunu tetiklemektedir."
Ali ÖZCAN
Çevre ve Şehircilik İl Müdürü